reklam
ALTIN
 
DOLAR
 
STERLİN
EURO
 
reklam

Dar Gelirli Ailelerin Asgari Ücret ve Kira İsyanı

 

Eklenme Tarihi

10 Kasım 2025 01:52

Güncelenme Tarihi

10 Kasım 2025 01:52
Dar Gelirli Ailelerin Asgari Ücret ve Kira İsyanı

Bu Halkın İsyanı Haklı!

Bugün ülkemizde dar gelirli ailelerin yükü her geçen gün biraz daha artıyor. Asgari ücret belli, ama ne yazık ki bu ücretle geçinmek artık mümkün değil. Bir yanda markette temel gıdaya bile ulaşmak zorlaşırken, diğer yanda kira fiyatları uçmuş durumda. Ev sahipleri her ay kiraya zam peşinde, kiracılar ise çaresiz, yürekleri dolu dolu isyan ediyor.

Depremin yaralarını sarmaya çalışan Malatya’da, dar gelirli ailelerin yükü her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Asgari ücret belli, ama fiyatlar uçmuş durumda. Kira fiyatları adeta yarışa girmiş gibi her ay artıyor. Vatandaşın cebine giren maaş daha eline geçmeden kiraya, faturaya, mutfağa gidiyor.

Konteyner kentlerde yaşayan aileler hâlâ barınma mücadelesi verirken, kirada oturanlar da ev sahiplerinin yüksek zam talepleriyle boğuşuyor. Malatya’da ortalama kira bedelleri 10 ila 25 bin lira arasında değişiyor. Oysa asgari ücretle geçinen bir aile, bu yükün altından nasıl kalksın?

Bir kiracı şöyle diyor:

 “Ev sahibim geçen yıl 5 bin lira kira alıyordu, şimdi 20 bin istiyor. Çocuğuma okul çantası alamadım, artık utanıyorum.”

Pazarda fiyatlar el yakıyor. Bir kilo et, bir kasa meyve, bir paket yağ bile lüks haline geldi. Malatya’da dar gelirli ailelerin tek umudu, maaşların yeniden düzenlenmesi ve kira artışlarına sınır getirilmesi.

Bir anne gözleri dolu dolu anlatıyor:

 “Pazara gidiyorum, sebzenin meyvenin yanına yaklaşamıyorum. Çocuklarım meyve istiyor, ben başımı çeviriyorum. Evdeki tencere kaynamıyor artık.”

Malatya halkı artık sabır taşının çatladığını söylüyor. Çünkü sabırla geçim olmuyor, dua ile kira ödenmiyor. Asgari ücretle yaşamak değil, ayakta kalmak bile imkânsız hale geldi.

Sokakta herkesin dilinde aynı cümle var:

> “Biz ne zaman nefes alacağız?”

Dar Gelirli Ailelerin Kira İsyanı: “Asgari Ücret Yetmiyor!”

“Geçinemiyoruz!” diyor insanlar…

Bir baba sabah işe giderken çocuğuna harçlık verememenin utancını yaşıyor. Bir anne, pazarda meyve tezgahına sadece uzaktan bakıyor. Herkesin ortak derdi aynı: Hayat pahalılığı.

Asgari ücretle çalışan bir vatandaşın maaşı, daha cebine girmeden kiraya, faturalara, mutfak masrafına gidiyor. Artık geriye ne umut kalıyor ne de huzur. Kira ödemekle yaşam arasında sıkışan dar gelirli ailelerin sesini duymayanlar, bu isyanın büyüklüğünü anlayamaz.

Vatandaş artık “sabır” demekten yoruldu. Çünkü sabır da tencerede kaynamıyor. Kira, gıda, enerji, ulaşım derken, asgari ücretli neredeyse nefes almakta bile zorlanıyor. İnsanlar artık “insanca yaşamak” istiyor — dilenmeden, borçlanmadan, ezilmeden.

Bu halkın isyanı haksız değil.

Çünkü bu ülkenin alın teriyle çalışan insanı, yoksulluğa değil, hak ettiği yaşama layıktır.

Dar gelirli ailelerin sesi artık duyulmalı, adalet terazisi emeklinin, işçinin, kiracının lehine işlemelidir.

Malatya gibi bir deprem şehrinde, hâlâ barınma ve geçim derdiyle boğuşan binlerce insan var. Herkesin tek isteği, insanca yaşamak.

Bir annenin duası, bir babanın alın teri artık bir mesaj gibi yükseliyor gökyüzüne:

“Biz sadaka değil, hakkımız olan yaşamı istiyoruz.”

Bu halkın isyanı boşuna değil. Çünkü bu şehirde hâlâ alın teriyle yaşayan onurlu insanlar, sessizce ayakta kalmaya çalışıyor. Ama ne yazık ki, geçim derdi artık sabırla değil, gözyaşıyla ölçülüyor.

Ama bir de işin öğrenci tarafı var.

Malatya’da yüzlerce öğrenci ailesi artık çocuklarının okul masraflarını karşılayamıyor. Kırtasiye, servis, yemek ve giyim masrafları ailelerin belini büküyor.

Bir veli şöyle anlatıyor.

“Çocuğuma defter alırken fiyatını sormaya korkuyorum. Her şey ateş pahası. Kantinde bir simit, bir meyve suyu olmuş 30 lira. Bizim çocuklar teneffüste suyla doyuyor.”

Üniversite öğrencileri de durumdan şikâyetçi.

Kira bulamayan öğrenciler, arkadaşlarıyla aynı evi paylaşmak zorunda kalıyor. Kimisi yurtta yer bulamıyor, kimisi memleketine dönmeyi düşünüyor.

Bir üniversite öğrencisi şöyle diyor:

 “Okumak istiyorum ama geçinmek imkânsız. Ev kiraları 10 bin lirayı geçti. Devlet yurdu yok, özel yurtlar çok pahalı. Ders değil, geçim derdi çalışıyoruz.”

Malatya sokaklarında sabır taşı çatlamış durumda.

Anne, baba, öğrenci, emekli… Herkes aynı cümleyi kuruyor:

 “Geçinemiyoruz!”

Yetkililerden beklenti artık sadece yardım değil, kalıcı çözüm.

Çünkü bu halk sadaka değil, hak ettiği yaşamı istiyor.

Dar gelirli ailelerin, öğrencilerin, kiracıların bu sessiz isyanı bir feryat değil — bir adalet çağrısı.

Haber Dilek Kiraz 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.