Herkesin kendi acısına ağladığı kendi sevinciyle mesrur ve kendi övüncüyle mağrur olduğu bir milli birlik ve beraberliğimiz var. Acılar paramparça, sevinçler darmadağınık, övünçler lîme lîme.. Dilimiz, dinimiz, şiirimiz, edebiyatımız, sanatımız göreceli. Üzerimizde bu vatanı ve bayrağı temsil eden bileşenleri bin dallı bir giysi gibi taşıyoruz. Bu renklilik aslında bir zenginlik ama kafada iş yok. Sevk ve idarede dunkofluktan öte gidemiyoruz. Bu bol mineralli, alüvyonlu zengin bileşenli toprakta ektiğimiz ve biçtiğimiz rekoltesi en yüksek ürün kin ve nefret...
Ülkem güzel ülkem layık olduğu hakiki vatanseverlere ve liderlere hasret ülkem sen ancak cennetle mukayese edilebilir bir güzellikken sokağa düşmüş kendini pazarlayan, kapı kapı rûziyye dilenir bir muhtac durumunda mı olmalıydın
Beni sorarsan güzel ülkem çivisi çıkan yollardan saptım, keyfim ve kahyasıyla kendi yolumun seyr ü seferindeyim şimdi. Senin gòzbebeğin İstanbul'u; kuğunun son şarkısını ve ona eşlik eden Müslüm Baba'nın "Paramparça"sını dinliyorum. Eee size de gelsin tabii ki
Hamza Soysal