reklam
ALTIN
 
DOLAR
 
STERLİN
EURO
 
reklam

KADINA ŞİDDET: TOPLUMUN YÜZÜNE ÇALINAN EN BÜYÜK LEKE

 

Eklenme Tarihi

25 Kasım 2025 14:45

Güncelenme Tarihi

01 Ocak 1970 14:45
KADINA ŞİDDET: TOPLUMUN YÜZÜNE ÇALINAN EN BÜYÜK LEKE

KADINA ŞİDDETE HAYIR: Toplumun Yarası, Sessizliğin Çığlığı

Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi bugün de kadınlara yönelik şiddet vakaları gündemin acı gerçekleri arasında yer almaya devam ediyor. Şiddete maruz kalan kadınların sayısı her geçen gün artarken, toplumun her kesiminden “Artık yeter” sesleri yükseliyor. 

Günümüzde kadınlara yönelik şiddet, yalnızca belli kesimleri değil; annelerimizi, öğrencilerimizi, çalışan kadınlarımızı, kısacası toplumun tüm kadınlarını derinden etkileyen bir toplumsal yara olmaya devam ediyor. Türkiye’nin birçok ilinde her gün yeni bir şiddet olayı gündeme düşerken, uzmanlar ve vatandaşlar bu gidişata karşı acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.

Kadınlar, kimi zaman evde, kimi zaman iş yerinde, kimi zaman da sokakta şiddetin çeşitli türleriyle karşı karşıya kalıyor. Eğitim gören genç kız öğrenciler geleceğe umutla bakmak isterken, çalışan kadınlar ise hem iş yükü hem de sosyal baskılarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Tüm bu tablo içinde en çok hissedilen ise korku, tedirginlik ve umutsuzluk. Bir toplumun gelişmişliği, kadına verdiği değerle ölçülür

Bugün yapılan etkinliklerde öğrenciler, öğretmenler ve vatandaşlar hep birlikte aynı mesajı verdi: “Kadına şiddetin hiçbir bahanesi, hiçbir meşruiyeti yoktur.”

Yetkililer, kadın cinayetlerinin yalnızca bir aile dramı değil, toplumsal bir sorun olduğunu vurgularken; uzmanlar, eğitimin ve toplumsal bilincin bu sorunun çözümünde en önemli adım olduğunu belirtiyor. Toplumun tüm bireylerine düşen görev ise şiddetin karşısında durmak, sessiz kalmamak ve her kadının yaşam hakkını savunmak olarak öne çıkıyor.

Her gün bir kadının daha hayattan koparıldığı bu acı tablo, yalnızca rakamlardan ibaret değil. Arkasında yıkılmış hayatlar, yetim kalan çocuklar, sönmüş umutlar ve toplumun kanayan yarası var. Bu nedenle yapılan açıklamalarda, kadınlara yönelik şiddetin sadece hukuki yaptırımlarla değil, kültürel dönüşüm ve farkındalıkla da engellenebileceği vurgulandı.

Toplumun her kesiminden gelen ortak çağrı şu şekilde:

“Kadınlarımız bizim geleceğimizdir. Öğrencilerimiz, çalışan kadınlarımız, annelerimiz ve kızlarımız şiddetin gölgesi altında değil; güven, eşitlik ve saygı içinde yaşamalıdır.”

“Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Bir kişi bile eksilmeye tahammülümüz yok.”

Toplumun her kesiminin ortak çağrısı ise tek bir cümlede birleşiyor:

“Kadına şiddete hayır; eşit, adil ve güvenli bir gelecek için şimdi ses çıkarma zamanı.”

Haber Dilek Kiraz 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.