KADINA ŞİDDETE HAYIR: Toplumun Yarası, Sessizliğin Çığlığı
Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi bugün de kadınlara yönelik şiddet vakaları gündemin acı gerçekleri arasında yer almaya devam ediyor. Şiddete maruz kalan kadınların sayısı her geçen gün artarken, toplumun her kesiminden “Artık yeter” sesleri yükseliyor.
Günümüzde kadınlara yönelik şiddet, yalnızca belli kesimleri değil; annelerimizi, öğrencilerimizi, çalışan kadınlarımızı, kısacası toplumun tüm kadınlarını derinden etkileyen bir toplumsal yara olmaya devam ediyor. Türkiye’nin birçok ilinde her gün yeni bir şiddet olayı gündeme düşerken, uzmanlar ve vatandaşlar bu gidişata karşı acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Kadınlar, kimi zaman evde, kimi zaman iş yerinde, kimi zaman da sokakta şiddetin çeşitli türleriyle karşı karşıya kalıyor. Eğitim gören genç kız öğrenciler geleceğe umutla bakmak isterken, çalışan kadınlar ise hem iş yükü hem de sosyal baskılarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Tüm bu tablo içinde en çok hissedilen ise korku, tedirginlik ve umutsuzluk. Bir toplumun gelişmişliği, kadına verdiği değerle ölçülür
Bugün yapılan etkinliklerde öğrenciler, öğretmenler ve vatandaşlar hep birlikte aynı mesajı verdi: “Kadına şiddetin hiçbir bahanesi, hiçbir meşruiyeti yoktur.”
Yetkililer, kadın cinayetlerinin yalnızca bir aile dramı değil, toplumsal bir sorun olduğunu vurgularken; uzmanlar, eğitimin ve toplumsal bilincin bu sorunun çözümünde en önemli adım olduğunu belirtiyor. Toplumun tüm bireylerine düşen görev ise şiddetin karşısında durmak, sessiz kalmamak ve her kadının yaşam hakkını savunmak olarak öne çıkıyor.
Her gün bir kadının daha hayattan koparıldığı bu acı tablo, yalnızca rakamlardan ibaret değil. Arkasında yıkılmış hayatlar, yetim kalan çocuklar, sönmüş umutlar ve toplumun kanayan yarası var. Bu nedenle yapılan açıklamalarda, kadınlara yönelik şiddetin sadece hukuki yaptırımlarla değil, kültürel dönüşüm ve farkındalıkla da engellenebileceği vurgulandı.
Toplumun her kesiminden gelen ortak çağrı şu şekilde:
“Kadınlarımız bizim geleceğimizdir. Öğrencilerimiz, çalışan kadınlarımız, annelerimiz ve kızlarımız şiddetin gölgesi altında değil; güven, eşitlik ve saygı içinde yaşamalıdır.”
“Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Bir kişi bile eksilmeye tahammülümüz yok.”
Toplumun her kesiminin ortak çağrısı ise tek bir cümlede birleşiyor:
“Kadına şiddete hayır; eşit, adil ve güvenli bir gelecek için şimdi ses çıkarma zamanı.”
Haber Dilek Kiraz


Vali Seddar Yavuz’un 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Mesajı
ARGUVAN DOĞALGAZA KAVUŞUYOR
Başkan Sadıkoğlu: “Mücbir Sebep hali devam etmeli”









