Hazırlayan: Kalıcı Makyaj Uzmanı ve Eğitmeni Cansu Durkun
Kalıcı makyaj bugün sadece “zaman kazandıran bir güzellik rutini” değil; aynı zamanda kendini ifade etme ve konfor alanı yaratma biçimi. Ancak her cilt tipi ve her etnik köken, kalıcı makyaja aynı şekilde tepki vermiyor. Pigmentlerin ciltteki davranışından iyileşme sürecine kadar pek çok detay, kişinin genetik yapısı, melanin yoğunluğu ve cilt hassasiyetiyle yakından ilişkili.
Aşağıda, farklı etnik kökenlerde kalıcı makyajın cilt üzerindeki etkilerini; riskleri, avantajları ve profesyonel yaklaşımın önemini Cansu Durkun’un bakış açısıyla bulabilirsiniz.
Farklı Cilt Tipleri, Farklı Pigment Davranışları
Cilt rengi ve etnik köken, pigmentin yerleşimi ve son rengin görünümü üzerinde doğrudan etkilidir. Daha açık tenlerde pigmentler genellikle daha “şeffaf” ve soğuk tonlu görünürken, koyu tenlerde pigmentin ısınma, griye ya da daha soğuk tona dönme riski farklıdır.
Bu nedenle uzman, işlem öncesinde sadece “beğenilen renk”i değil, cildin alt tonunu, melanin yoğunluğunu ve kişinin geçmiş cilt reaksiyonlarını da analiz etmelidir.
Açık Tenli Avrupa Kökenli Ciltler
Açık ten, çilleri ve ince damarları daha belirgin gösteren, genellikle hassas yapılara sahip cilt tiplerini de içinde barındırır.
Avantajlar: Renkler genellikle daha öngörülebilir yerleşir, pigmentin şeffaflığı iyi okunur.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Güneşe duyarlılık yüksek olduğu için işlem sonrası güneş koruması şarttır.
Bazı hassas ciltlerde kızarıklık ve ödem daha belirgin olabilir
Çok koyu renkler, yüzde “sert” bir ifade yaratabilir; bu yüzden daha yumuşak ve doğal ton paletleri tercih edilmelidir.
Cansu Durkun’dan not:
“Açık tenli danışanlarda, özellikle kaş ve dudakta ‘soft gölgeli’ çalışmalarla, hem uzun vadede hem fotoğrafta daha zarif bir sonuç elde ediyoruz.”
Akdeniz, Orta Doğu ve Türk Cilt Yapısı
Zeytin tonlarına sahip Akdeniz ve Orta Doğu tipi ciltler, Türkiye’de en sık karşılaşılan gruplardan biridir. Bu ciltler genellikle daha dayanıklıdır, ancak pigmentlerin zamanla ısınma eğilimi olabilir.
Avantajlar:
Kalıcı makyaj, kaş ve dudak hatlarını belirginleştirdiğinde yüz çok hızlı “toparlanmış” ve dinç görünür.
Riskler ve Dikkat Noktaları:
Zaman içinde pigmentin kızarma veya turunculaşma eğilimi olabilir, bu yüzden pigmentoloji bilgisi çok önemlidir.
Doğru nötralizasyon ve alt ton seçimi yapılmazsa, kaşlar istenmeyen sıcak tonlara kayabilir.
Burada uzman için en kritik nokta; pigment karışımı ve teknik baskının cilde göre ayarlanmasıdır.
Asya Kökenli Ciltler
Asya ciltleri; çoğu zaman daha dengeli, pürüzsüz ve “şeffaf” görünür, ancak pigment yerleşimi konusunda hassas bir denge ister.
Avantajlar:
Eyeliner ve dudakta, düzgün iyileşme sonrası son derece net ve estetik bir görüntü elde edilebilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Bazı Asya cilt tiplerinde, özellikle dudak bölgesinde, hiperpigmentasyon (bölgesel koyulaşma) riski daha yüksektir.
Fazla travma, gereğinden derin çalışma veya yanlış pigment seçimi bu riski artırabilir.
Cansu Durkun’dan gözlem:
“Asya ciltlerinde, dudak pigmentasyonu yaparken her zaman daha yumuşak geçişli, katmanlı bir teknikle çalışıyorum. Böylece hem dudak bariyerini koruyor hem de renk stabilitesini artırıyorum.”
Afrika Kökenli ve Çok Koyu Tenli Ciltler
Melanin yoğunluğu yüksek ciltler, kalıcı makyaja farklı biçimde yanıt verebilir. Koyu tenlilerde cilt, travmaya daha yoğun pigment yanıtı verebilir; bu da hiperpigmentasyon ya da nadiren keloid oluşumu riskini beraberinde getirir.
Avantajlar:
Doğru teknikle yapıldığında özellikle dudak çerçevesi, kaş ve eyeliner uygulamaları yüz hatlarını belirginleştirerek çarpıcı bir estetik sunar.
Riskler:
Travmaya yatkın bölgelerde kabarıklık, iz ya da koyulaşma yaşanabilir.
Bu nedenle işlem öncesi anamnez (hastalık geçmişi), yara iyileşme hikâyesi ve keloid öyküsü mutlaka sorulmalıdır.
Bu grupta; cilt bariyerini minimum travmayla çalışmak ve pigment yoğunluğunu kontrollü kullanmak esastır.
Etnik Köken Ne Olursa Olsun: Uzmanlık ve Pigmentoloji Şart
Kalıcı makyajın ciltteki etkisi; sadece makinenin gücüne veya seçilen renge bağlı değildir. Etnik köken, cilt tipi, yaşam tarzı, kullanılan ilaçlar, hormonal durum ve kişinin güneş alışkanlıkları bile sonucu doğrudan etkiler.
Cansu Durkun; farklı ülkelerden, farklı etnik kökenlerden binlerce danışanla çalışırken şu prensipleri vurguluyor:
Kişiye özel analiz: Her danışan için cilt tipi, alt ton, medikal öykü ve beklenti birlikte değerlendirilmelidir.
Pigment bilimi (pigmentoloji):
Farklı fototiplere göre pigment seçimi,
Organik–inorganik pigment dengesi,
Nötralizasyon ve renk düzeltme prensipleri doğru bilinmelidir
Uzun vadeli cilt sağlığı:
İşlem sonrası bakım ürünleri,
Güneş koruyucu kullanımı,
Gerekli aralıklarla kontrol seansları cilt sağlığı için kritik rol oynar.
Son Söz: Güzellik, Cilt Sağlığıyla Birlikte Düşünülmeli
Kalıcı makyaj, doğru yapıldığında; kaş, dudak ve göz çevresinde doğallığı bozmadan yüzü canlandıran, özgüveni yükselten güçlü bir araçtır. Ancak her etnik kökene ve her cilt tipine aynı reçeteyi uygulamak, uzun vadede istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Cansu Durkun, “Güzel görünen ile sağlıklı kalan cildi birbirinden ayırmamak gerektiğini” vurguluyor ve ekliyor:
“Her ten rengi, her etnik köken ayrı bir özen hak ediyor. Kalıcı makyaj, cildi yormadan, kimliğe saygı duyarak ve bilime dayanarak uygulandığında gerçek anlamda ‘kalıcı mutluluk’ sağlıyor.”

Vali Seddar Yavuz’un 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Mesajı
ARGUVAN DOĞALGAZA KAVUŞUYOR
Başkan Sadıkoğlu: “Mücbir Sebep hali devam etmeli”
BAŞKAN GEÇİT, EĞİTİMİN KAHRAMANLARINI UNUTMADI!









